Sanayide Yaşam Alan

Avrupa’da fabrikalar bulundukları yerleşim alanların kaderini birlikte yaşayan ordaki insanların yaşamının önemli bir parçası. Fabrikalarla yerleşim alanları iç içe. Avrupa’da personel servisi diye bir kavram yok, çünkü herşey birbirine o kadar yakın ki insanlar yürüyerek, bisikletle veya araçlarıyla zaten çok kolay ulaşıyorlar ve böyle bir beklenti de hiçbir zaman oluşmuyor. Türkiye’de ise maalesef sanayi, yaşam alanlarından uzakta, şehirlerden tamamen kopuk ve mümkün olduğunca uzak yerlere yapılmaya çalışılıyor. Buna rağmen insanların %93’ünün şehirlere göç ettiği Türkiye’de şehirler öyle mantıksızca büyüyor ki daha 1982 yılında şehrin dışı diye konuşlandırılan Dudullu Organize Sanayi Bölgesi tam Avrupa’daki gibi şehrin ortasında kalmışken, birileri çıkıp sanayi şehrin dışına çıkarılacak diye söylemlerde bulunmaktan çekinmiyor ve sanayinin ranta dönüşmesi için her türlü mücadeleyi maalesef vermeye çalışıyor.

İşte sanayinin kirleten, yaşam alanlarına zarar veren mantığını en azından bizim bölgemizde yıkmanın gururunu taşıyoruz. Hem de bu mantığı öylesine tersine çevirdik ki, çevremizdeki Belediyelerin ve Büyükşehir Belediyesinin keyfi uygulamalarının bölgemize zarar vermesini önlemek için tedbirler almak zorunda kalıyoruz. İstanbul’da yaşam alanlarındaki kişi başına %1.5 olan yeşil alan oranını, kirletici diye baktıkları sanayi bölgesinde %17’lere kadar çıkardık. Fabrikaların yeşil alanlarını da bu orana kattığınız zaman bölgenin yeşil alan oranı %25’lere ulaşıyor. Sanayi bölgesinin kreşine birkaç aylık çocuklar teslim ediliyor ve biz sanayinin içinde 350 çocuğumuzu büyütüyoruz. Türkiye’de konseptinde tek olan We’ll Club yaşam kompleksimizde sporu doya doya yaşıyoruz. Çağdaş şartlarda yemeğimizi yiyor, ailelerimizle birlikte yaşamımızın önemli bir zamanını burada geçiriyoruz. Heykellerimiz, resimlerimizle caddelerimiz makyajlanıyor sanatı her şekilde bölgemizde destekliyor ve geliştirmeye çalışıyoruz

Artık hiç kimse Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarının bulunduğu Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’ne kirletici sanayi gözüyle bakamıyor ve İstanbul’un beton yığınlarından ve yüksek binalar yüzünden neredeyse gökyüzünü göremeyeceğimiz yaşam alanlarının dışında burası, İstanbul’un son kalan yaşam alanlarından daha kaliteli yaşananabilir alanlarından birini oluşturmanın gururunu taşıyoruz.

Ve diyoruz ki Mustafa Kemal Atatürk’ün ana hedefi Sanayileşmiş ve Çağdaş bir Türkiye’nin tüm sonuçlarını Bölgemizde gerçekleştiriyoruz ve bu yolda devam etmeye de tüm sanayici arkadaşlarımızla birlikte tek yürek halinde destek veriyoruz.

Saygılarımızla,

B. Murat ÖNAY